“Türk Devletinin Derin Aklı
“Türk Devletinin Derin Aklı: Kritik Bir Analiz”
Tarih boyunca Türk devletlerinin süreklilik arz ettiği ve ayrı devletler gibi görünse de aslında birbirinin devamı olduğu doğrudur. Hunlar olarak tarih sahnesine çıkan Türk devleti, Karahanlı devleti döneminde İslamiyet’i benimseyerek sadece inanç değil, kültür, bilinç, düzen ve büyük medeniyetlerin kurucusu olarak dünyada adından söz ettirmiştir.
Hun Türk devletinde derin yapılanmaya dair kesin ve yeterli bilgilere sahip olmasak da, derin yapılanmanın Karahanlı devletiyle başladığı çeşitli belgelerden anlaşılmaktadır. Türk devletlerinde derin yapılanma (derin akıl), önemli bir role sahiptir. Görünürdeki devlet idarecisine; Hakan, Padişah, Sultan, Halife denilirken, görünmeyen ve gerçek idarecilerine ise ak saçlılar denilirdi.
Türk devleti yöneticileri sıradan veya halk tarafından belirlenen kişilerden değil, devletin varlık sebebine uygun olarak üstün yetenekli, feraset sahibi, liyakatli şahsiyetler tarafından belirlenir ve liderin haneden soyundan gelmesi ve aynı yeteneklerle yetişmesi önemsenirdi.
Lider, devlet yönetiminde üstün meziyetlere sahip olmasına rağmen, devletin derin aklı olan gizli yapılanmadan kopuk veya onların tavsiyelerini göz ardı etmez, onların buyruklarını emir kabul ederdi.
Peki, böyle bir derin yapılanmanın amacı neydi?
Derin yapılanma, devletin bağımsız ve küresel bir güç olabilmesi veya kalabilmesi için gizli olmak zorunludur. Sonuçta devleti yönetenler ve tüm hanedan üyeleri, düşmanların hedefindedir. Düşmanlar için böyle bir saldırıda ölenler sadece devlet lideri ve lider adayları olan hanedan üyeleriyle sınırlı kalmaz, devlet başsız kalıp yok olur. İşte bu yapılanma, bu olasılığa karşı tedbir alarak devleti yönetebilecek üstün yetenekli lideri yetiştirerek devletin yok olmasını engeller.
Elbette, bu gizli yapılanmanın varlığının zorunlu olduğuna dair sadece bir örnek verilmiştir. Türk devletleri değil, Türk devleti ifadesinin kullanılmasının en belirgin nedeni tam olarak yukarıda verilen örnekte açıklanmıştır. Derin yapılanma sadece düşman liderlerini veya hanedan üyelerini ortadan kaldırmakla kalmaz, aynı zamanda mevcut devletin gücünü kaybetmesi, liyakatin kaybolması, amacından sapması sonucunda öne çıkardığı lideriyle mevcut devleti sona erdirip yeni bir devletin temellerini atar. Görünürde bir devlet sona erip başka bir devlet kurulsa da aslında değişen sadece aynı devletin resmi ismi olur, çünkü bozan da, kuran da aynı kişilerdir, Selçuklu, Osmanlı gibi örneklerde olduğu gibi.
Selçuklu gücünü yitirdi ve geri çekildi, bu nedenle derin yapılanma, Ertuğrul Gazi’yi ve daha sonra oğlu Osman’ı öne sürerek yeni bir devlet izlenimi inşa etmek Türk devletini daha güçlü bir şekilde inşa etmiştir.