Toplu Tesbih Sünnet mi Bid‘at mı? İşte Sahih Deliller ve Tarihî Arka Plan
Namaz sonrası yapılan tesbihat, Peygamber Efendimizin sünnetidir. Ancak cemaat halinde toplu tesbih geleneği sahabe döneminde bulunmadı ve birçok İslam âlimi tarafından bid‘at olarak değerlendirildi.

“Toplu Tesbih Tartışması”
Namazların ardından yapılan tesbihat, Müslümanlar arasında köklü bir ibadet geleneği. Ancak son yıllarda özellikle camilerde görülen “toplu tesbih” uygulaması, “sünnet mi, bid‘at mı?” tartışmalarına neden oluyor. Hadisler, sahabe uygulamaları ve İslam âlimlerinin değerlendirmeleri incelendiğinde, toplu tesbihin bid‘at olarak görüldüğü netleşiyor.
Peygamber Efendimizin Öğretimi: Bireysel Tesbihat
Resûlullah (s.a.v.), ashabına namaz sonrası yapılacak tesbihatı bireysel olarak öğretmiştir. Meşhur hadiste “Her namazdan sonra otuz üç defa Sübhanallah, otuz üç defa Elhamdülillah ve otuz üç defa Allahu Ekber okuyun” buyurmuştur. Bu rivayet, tesbihatın kişisel yapılması gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır.
Sahabenin Tavrı: Bid‘ata Karşı Uyarı
Sahabeden Abdullah bin Mes‘ûd (r.a.), Kûfe’de topluca “Sübhanallah” diyerek tesbih çeken bir grubu görmüş ve sert bir şekilde uyarmıştır. “Siz ya Muhammed’in ümmetinden daha doğru bir yol buldunuz ya da bid‘at üzerindesiniz” sözleri, sahabenin bu uygulamayı kabul etmediğinin en güçlü kanıtıdır.
Âlimlerin Görüşleri: Net Bir Çizgi
●İmam Nevevî: Tesbihatın gizli ve ferdî yapılmasının sünnet olduğunu, topluca ve yüksek sesle yapılmasının mekruh görüldüğünü belirtir.
●İbn Teymiyye: Toplu tesbihatı “Peygamber ve sahabe döneminde bulunmayan, sonradan ortaya çıkmış bir bid‘at” olarak tanımlar.
Bu görüşler, toplu tesbihin İslam’ın özünde yer almadığını açıkça göstermektedir.
İlk Ne Zaman Ortaya Çıktı?
Toplu tesbihat, hicrî ikinci yüzyıldan sonra tasavvuf meclislerinde görülmeye başlanmıştır. İlk başta öğretme kolaylığı için yapılmış olsa da zamanla sünnet gibi algılanmış ve bid‘at kapsamına girmiştir.
●Bireysel tesbihat sünnettir.
●Toplu tesbihat ise sahabe döneminde yoktu ve âlimler tarafından bid‘at olarak görülmüştür.
Deliller, sahabe uygulamaları ve İslam âlimlerinin değerlendirmeleri, bu konuda Müslümanlara net bir yol göstermektedir.