Asgari Ücretin Yeni Zammı ve Kaçınılmaz Artışlar: Halk Daha Fazlasını Nasıl Ödeyecek?
Asgari ücretin yükselmesi çalışanlar için bir kazanç gibi görünse de, gerçek hayatta bu zamlar halkın omuzlarına daha büyük yükler bindiriyor. 2025 yılı için asgari ücret 22.104 TL olarak belirlendi. Ancak bu artış, yaşam maliyetlerindeki artışlarla dengelendiğinde çalışanların cebine bir şey kalmıyor.
Geçmiş yılları hatırlayalım:
- Asgari ücret 17.000 TL iken, İstanbul’da kiralar 15.000 TL’den başlıyor, bazı semtlerde 40-50.000 TL’ye kadar çıkıyordu.
- Pazarda 250 TL’ye dolan bir pazar arabası, bugün 2.000 TL’ye zor doluyor.
- Marketlerde, 1.000 TL’nin dolu bir sepet için yeterli olduğu dönemler çok geride kaldı. Bugün bir market arabasını doldurmanın maliyeti 5.000 TL’yi buluyor.
Daha Zammı Görmeden Gelen Zamlar
Yeni asgari ücret açıklanmadan önce bile birçok işletme, zam beklentisini fiyatlarına yansıttı. Marketler, kasaplar, manavlar zam furyasına çoktan başladı. Fiyat artışlarının önüne geçmek için herhangi bir denetim yapılmadığı gibi, halk bu durumu yalnızca izlemekle yetiniyor. Bu da alım gücünü ciddi şekilde düşürüyor.
Asgari Ücret Yükseliyor Ama Yaşam Kalitesi Düşüyor
Hükümetin asgari ücreti artırması, işverenler tarafından finanse ediliyor. İşverenler, bu yükü fiyat artışlarıyla tüketiciye yüklüyor. Sonuç olarak, pahalılık zinciri kırılmadan devam ediyor. Asgari ücretin yeni zammıyla, kiraların 60-70 bin TL’lere, pazar ve market alışverişlerinin ise 7.000-10.000 TL seviyelerine çıkmasından endişe ediliyor.
“Yeter Artık” diyen Halk
Halkın büyük bir kısmı, asgari ücretin yükselmesinden çok, fiyat istikrarının sağlanmasını istiyor. Çünkü bugün geliri olmayan ya da asgari ücret almayan milyonlarca insan, artan fiyatlar karşısında daha da fakirleşiyor. Borçlarla, kredi kartlarıyla yaşamını sürdürmeye çalışan bu kesim, asgari ücretin artmasıyla gelen zincirleme fiyat artışlarından en çok etkilenen grup oluyor.
Çözüm: Zam Değil, Fiyat İstikrarı
Yetkililere sesleniyoruz: Bu sorunu yalnızca ücretleri artırarak çözemezsiniz. Fiyat istikrarını sağlamadan yapılan her zam, halkın alım gücünü daha da azaltıyor. Kira fiyatları için düzenlemeler, gıda fiyatlarına yönelik denetimler ve temel ihtiyaçlarda fiyat sabitlemeleri yapılmadığı sürece bu döngü devam edecek.
Asgari ücretin artışı bir lütuf değil, ekonomik bir yük haline geliyor. Halk daha fazla kazanmayı değil, kazandığını daha fazla harcamayı istemiyor. Bu kısır döngüyü kıracak adımlar atılmadıkça, zamlar halk için daha büyük bir sefaletin kapısını aralayacak.
Susmaz Haber | “Gerçekleri anlatıyoruz, çözüm için sesleniyoruz.”