Antalya Balıkçı Barınağı’nda Mağduriyetler Bitmiyor: Yasemin’in Teknesi Battı, Adalet Arayışı Sürüyor
Antalya Balıkçı Barınağı’nda kayyum ihmali, Yasemin Durukan’ın teknesinin batmasına neden oldu. Aile travma yaşarken, adalet arayışı sürüyor.

Antalya Balıkçı Barınağı’nda kayyum yönetiminin gölgesinde yaşananlar, tekne sahiplerini isyan ettirdi. Yolsuzluk iddialarıyla başlayan süreç, kayyum atamasıyla daha da karmaşık hale geldi. Yasemin Durukan, teknesinin batmasına neden olan ihmaller zinciri ve kayyumun keyfi uygulamaları nedeniyle adalet arıyor. 9 yaşındaki oğlunun adını taşıyan teknesinin kaybı, aileyi psikolojik yıkıma sürükledi. Susmaz Haber, mağdurların sesini duyuruyor!
Antalya Balıkçı Barınağı, son yıllarda yolsuzluk iddiaları ve operasyonlarla çalkalanırken, kayyum ataması sonrası yaşananlar tekne sahiplerini çaresiz bıraktı. Kooperatif yönetiminin jandarma operasyonuyla görevden alınması ve yerine kayyum atanması, sorunları çözmek yerine yeni mağduriyetler doğurdu. Tekne sahipleri, kayyum yönetiminin adaletsiz uygulamaları, imtiyazlı kişilere tanınan ayrıcalıklar ve hizmet aksamaları nedeniyle isyan ediyor. Bu mağduriyetlerin en çarpıcı örneği, Yasemin Durukan’ın başına gelenler.
Ailece Onardıkları Tekne, Fırtınada Battı
Yasemin Durukan, 1983 yapımı 9. metrelik amatör balık ve gezi teknesinin sahibi. Eşi, babası ve kayınbiraderiyle birlikte spiral taşıyla zımpara yaparak, alın teriyle yeniledikleri tekne, 9 yaşındaki oğullarının adını taşıyordu. Ekonomik olarak kendi kendine yeten aile için bu tekne, hem bir tutku hem de aile birliğinin sembolüydü. Ancak 20 Mart 2025’te, Antalya’yı vuran şiddetli fırtına, bu hayali yerle bir etti. Yasemin, teknesinin batmadan sadece 15 dakika önce çektiği videoyu eşine göndermiş, ancak barınak yönetiminin ihmali nedeniyle tekne kurtarılamadı. “Barınağa gittiğimde teknem çoktan batmıştı,” diyen Yasemin, gözyaşları içinde yaşadıklarını anlattı.
Kayyumun Keyfi Uygulamaları Mağdur Etti
Yasemin Durukan, kayyum yönetiminin adaletsiz uygulamalarının mağduriyetinin temel nedeni olduğunu söylüyor. “Kayyum atandıktan sonra balıkçı tekneleri hariç kimse kara bakımına çıkamadı, sözleşmelerimiz yapılmadı. Defalarca iletişim kurmaya çalıştım, ama sesimi duyuramadım,” diyor. Çareyi CİMER’e şikayette bulan Yasemin, bu adımından sonra kayyum yönetiminin kendisine tavır aldığını iddia ediyor. “CİMER’e yazdığım için tehdit edildim. ‘Bağladığın yere balıkçı tekneleri gelecek, tekneni çek, yoksa olacaklardan sen sorumlu olursun’ dediler. Ama aynı gün oraya imtiyazlı özel tekneler bağlandı, balıkçı teknesi hiç gelmedi.”
Yasemin, motor arızası nedeniyle başka bir balıkçı arkadaşının yerine teknesini bağladığında da benzer bir engellemeyle karşılaştı. Arkadaşı, “Nisan sonuna kadar kalabilirsin, kışı burada geçirebilirsin,” dese de kayyum yönetimi, başka bir tekne sahibi aracılığıyla “CİMER’e şikayet edenlerin burada işi yok” mesajı gönderdi. Sonuçta, Yasemin’in teknesi korunaksız mendirek tarafına bağlanmak zorunda kaldı. 20 Mart’taki fırtınada, barınakta 30’dan fazla boş yer olmasına rağmen teknesi içeri alınmadı ve battı.
Psikolojik Yıkım: Aile Travma Yaşıyor
Teknenin batması, sadece maddi bir kayıp değil, aile için derin bir duygusal yara oldu. Yasemin, “Teknemiz oğlumuzun adını taşıyordu. Onun için almıştık. Oğlum, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu için zaten ilaç kullanıyordu. Bu olay onu çok etkiledi. Ben de haksızlıklar nedeniyle psikolojik tedavi görmek zorunda kaldım,” diyor. Aile, bu travmayı atlatmaya çalışırken, kayyum yönetiminin tutumu mağduriyeti daha da ağırlaştırdı.
CİMER Şikayeti Cevapsız, Savcılık Süreci Devam Ediyor
Yasemin, yaşadıklarını CİMER’e taşısa da sonuç alamadı. “CİMER, şikayetimi kayyumu atayan İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne yönlendirdi. Bu, kadıyı kadıya şikayet etmek gibi. Şikayet ettiğimiz kurum, incelemeyi yapan kurum olunca sonuç çıkmıyor,” diyor. Çareyi hukuki yolda arayan Yasemin, delillerle birlikte savcılığa suç duyurusunda bulundu. “Tehditleri, ihmalleri ve haksızlıkları belgeleriyle savcılığa sundum. Dosyam inceleniyor. Adaletin yerini bulmasını ve sorumluların hesap vermesini istiyorum,” diye ekliyor.
Sistemik Sorunlar: Diğer Tekne Sahipleri de Mağdur
Yasemin’in yaşadıkları, barınaktaki tek sorun değil. Kayyum atamasından sonra kooperatifin restoranı kapatıldı, palamar hizmetleri aksadı, sözleşmeler aylığa çevrildi ve karaya çıkarma yasakları getirildi. Tekne sahipleri, kayyumun “dediğim dedik” tutumu ve imtiyazlı kişilere sağlanan ayrıcalıklar nedeniyle zor durumda. Yasemin, “350-400 teknenin sözleşmesi aylığa çevrildi. Bu, hem kağıt israfı hem de çalışanların haftalarca uğraşması demek. Balıkçıları zor duruma düşürdüler,” diyor.
Mağdurların Sesi: Devletin El Atması Şart
Antalya Balıkçı Barınağı’nda yaşananlar, sadece Yasemin’in değil, birçok tekne sahibinin ortak çilesi. Susmaz Haber olarak, mağdurların sesini duyurmaya devam ediyoruz. Kayyum yönetiminin keyfi uygulamaları, ihmalleri ve tehditleri, adalet arayan tekne sahiplerini yalnız bırakmamalı. Devletin, bu mağduriyetlere çözüm bulmak için barınak yönetimini denetlemesi ve zarar görenlere destek olması gerekiyor. Yasemin ve ailesinin adalet arayışı, diğer mağdurlara da umut olmalı.
Siz de Antalya Balıkçı Barınağı’nda benzer sorunlar yaşadınız mı? Susmaz Haber’e ulaşarak hikayenizi paylaşabilirsiniz!